Beni uzun zamandır takip edenler bilirler, 2 yıldır Gaziantep’te yaşıyorum. Geçen yıl bu vakitlerde, eşim bir pazar günü biraz dolaşalım deyince, Antep’in köylerini gezmek üzere yola koyulduk. Yol bizi Oğuzeli kasabasına, oradan adını unuttuğum bir kaç köye götürdü. Bizim gibi batıda doğup büyümüş insanlar için, görmeye alışık olmadığımız manzaralar karşımıza çıkarıverdi. Bu gezimiz sırasında ilgimi çeken bir tabela ile karşılaştım. Tabelada ‘Ezo gelin Türbesi’ yazıyordu. İlk aklıma gelen şey ezo gelin çorbasına ismini verilen bu Ezo gelin gerçekten yaşamış mı oldu. Eve dönünce internetten baktım. Evet gerçekten Ezo gelin yaşamış. Fakat çorbaya bu isim nasıl verildi hikayesini inanın bende bilmiyorum.
Geçenlerde kız kardeşim ile telefonda konuşurken laf arasında, abla mutfak sırlarının ezo gelin çorbası yaptım deyince benimde aklıma düşürüverdi bu çorbayı. Lokantalarda ezo gelin çorbası içerdik ve tadını mercimek çorbasından pek ayıramazdım. Aradaki fark acaba nedir der dururdum. İşte şimdi aradaki farkı anladım. Bundan sonra bizim evin favori çorbası olmaya aday bu çorba. Tarif için teşekkürler Mutfak Sırları…
Malzemeler:
- 1 su bardağı kırmızı mercimek
- 1 kahve fincanı bulgur
- Yarım kahve fincanı pirinç
- 1 adet orta boy kuru soğan
- 2 diş sarımsak
- 3 yemek kaşığı tereyağı
- Az zeytinyağı
- 7 su bardağı su
- Tuz
Meyanesi İçin:
- 2 yemek kaşığı un
- 1 yemek kaşığı salça
- 1 tatlı kaşığı nane
- 1 tatlı kaşığı kırmızı biber
- 2 yemek kaşığı sıvıyağ
- 2 su bardağı su
Yapılışı:
Kuru soğan ve sarımsağı yemeklik küçük küçük doğruyruz. Zeytinyağı ile beraber erttiğimiz tereyağının içinde pembeleşene kadar kavuruyoruz. Ardından yıkadığımız, mercimek, bulgur ve pirinci ekliyoruz 1 dakika daha kavuruyoruz. Tuz ve suyu ekleyerek orta ateşte pişirmeye bırakıyoruz. (İsterseniz bu aşamayı hızlandırmak için düdüklü tencere kullabilirsiniz. Bakliyatlarım piştikten sonra ben blender ile çorbayı hafif pütürlü kalacak şekilde çektim. Bu işlem tarifin orjinalinde yoktu isterseniz yapmak zorunda değilsiniz. Damak zevkinize kalmış.)
Daha büyük bir tencereye sıvıyağı koyuyoruz ve unu ekliyoruz. Unu kavurduktan sonra salçayı ekliyoruz ve salça kokusu çıkana kadar kavuruyoruz. Baharatları da ekliyoruz ve topak olmaması için sürekli karıştırarak 2 su bardağı sıcak su ekliyoruz. diğer tencere pişen bakliyatlarımızı, unlu suya ekliyoruz. (Çorbanız çok koyu olursa bu aşamada sıcak su ilave edebilirsiniz.) Bir taşım daha kaynattıktan sonra ocağın altını kapatıyoruz.
Afiyet Olsun