Bu yıl tatile hiç aklımda olmayan bir zamanda çıktım. Bir gün öncesi hiç tatil düşünmez iken akşam kendimi bavul hazırlarken buldum. Nasıl bir telaş ile hazırlandım bilemezsiniz bir taraftan çamaşır yıkıyorum, diğer taraftan benden bir hafta sonra gelecek olan eşim için yemek hazırlıyorum, bavuluma eşyalarımı yerleştiriyorum ve bir sürü beni bekleyen ütüler… İstanbul’dan yola çıktık önce Gelibolu ardından Çanakkale, anneanne, babaanne ziyareti derken Manisa yollarını boyladık. Şimdi ise İzmirdeyim. İzmir’e ayağımı sürüyerek gelmişim akşam yemeğine kalabalık bir misafirimiz vardı . Sofrayı kardeşim ile birlikte hazırladık. Önce misafirlere ayıp olmasın diye resim çekmeyeyim dedim. Alışkanlık işte elimde fotoğraf makinam ile sofraya doğru yürürken buldum kendimi.
İşte İzmir’de akşam yemeği soframızda olanlar:
Semizotlu Yeşil Salata
Üzerine kuşbaşı et konulmuş Fırında Kolay Patlıcan
Kayseri Mantısı
Mantı Servisi
Vee mevsim itibâri ile yaz sofraların vaz geçilmezi Dilimlenmiş Karpuzlarımız
Soframızda birde resmini çekmeyi unuttuğum Un Helvası vardı…
Seni çok özlemişim bee bu gidişle iki ay görüşemeyeceğiz. O zamana kadar Allaha emanet ol; hiçbirşeye canını sıkma, ye iç gez dolaş (benim yerime de, zira hala İst.teyim) Yalnız sofra da iştah açıcı görünüyor. Yengeme selam söyle sarmalarını özledim.Hepinizi öpüyorum.Görüşmek üzere.
Bence çok özledim apar topar çıkınca İstanbul’dan kimseye gittiğimi haber bile veremedim. İnşallah iki ay değil daha kısa bir zamanda görüşmek, aynı sofranın etrafında oturmak kısmet olur. Bende seni çok öpüyorum. Selamlar…