Kaynar, Adana yöresinde yapılan ve sevilen bir içecek. Adana’da kaynar takımı adı ile özel fincanlar satılır ve bu fincanlarda ikram edilirmiş. Aynı zamanda lohusa şerbeti yerine de yapılıp, bebek görmeye giden misafirlere ikram edildiğini öğrendim. Hatta lohusa şerbeti veya kaynar ikram edilmez ise, “bir kaynar bile kaynatmamışlar” deyip o kişi ayıplanırmış. Lohusa filan bilmem, benim kaynarım kış mevsimi içeceği. Adından da anlaşıldığı gibi, sanki illa kış mevsiminde yapılmalı, sıcak sıcak içilmeli. İçerisindeki baharatlar ile tam bir enerji deposu. İlk Kaynar deneyimimi dün yaptım, dumanı üzerinde tüterken de buraya yazmak istedim. Kaynarı kaynatıp soğuttuktan sonra şişeye koyup buzdolabına kaldırabilirsiniz. İçeceğiniz zaman içilecek miktarda tekrar kaynatıp ceviz ile servis yapabilirsiniz. Ceviz sevmiyorsanız, üzerine fındıkta koyabilirsiniz tercih sizin. Kış mevsimi geldi, soğuklar kapıya dayandı, sizde kaynatın içiniz ısınsın.
Malzemeler:
- 2 adet kök zencefil
- 2 adet kök zerdaçal
- 2 adet kök havlican
- 2 adet çubuk tarçın
- 1 yemek kaşığı karanfil
- 1 yemek kaşığı tane yeni bahar
- 5 adet kuşburnu (Renginin daha yoğun olmasını istiyorsanız sayıyı arttırabilirsiniz.)
- 2,5 litre su
- 2 su bardağı toz şeker
Üzeri için:
- İnce çekilmiş ceviz veya fındık
Yapılışı:
Zencefil, zerdaçal, havlican, tarçın, karanfil, yeni bahar ve kuşburnuyu yıkıyoruz ve bir tülbentin içine koyup, tülbenti sıkıca bağlıyoruz. 2,5 litre suyu tencereye koyuyoruz ve tülbent çıkınını tencereye bırakıyoruz. Orta hararette kaynamaya bırakıyoruz. Kaynamaya başladığında ocağın altını kısıp, yarım saat kaynatıyoruz. Ocağın altını kapatıp 15 dakika tencerenin kapağını açmadan, demlenmesini bekliyoruz. İçeceğimizin içinden tülbenti çıkarıp, şekerimizi ekliyoruz. Sıcaklığı ile karıştırarak şekerin erimesini sağlıyoruz. (Şeker miktarı bize göre biraz fazla oldu, siz damak zevkinize göre ayarlayın.) Fincanlara pay edip, üzerine her fincan için, iki tatlı kaşığı ceviz ekleyip servis yapabilirsiniz.
Afiyet olsun
Not: Tarifte kullandığımız tüm baharatlar kök olmalı. Asla öğütülmüş, toz kullanmamalıyız.